İlaç tedavisi

İLAÇ TEDAVİSİ İLE İLGİLİ ZORLUKLAR ANTİDEPRESANLAR-ANTİPSİKOTİKLER
Psikiyatrik tedavide kullanılan ilaçları kabaca, antidepresanlar (depresyonu iyileştirici ilaçlar), antipsikotikler (psikotik bozuklukları ve belirtilerini yatıştıran ilaçlar), anksiyolitikler (kaygı giderici ilaçlar) ve mizaç stabilizatörleri (duygudurum bozukluklarında önleyici-koruyucu ilaçlar) olarak sıralayabiliriz.

Antidepresan ilaçlarda, ilacın kendisiyle ilgili olarak etkinlik ve iyileşmenin başlama süresiyle ilgili sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bu ilaçların etkinlik oranı %60-70 arasında değişmektedir. Bunun anlamı, bir ilacı verdiğiniz her 100 kişiden 60 ya da 70’i yarar görmekte, geriye kalan 30-40 kişi için başka bir ilaç önermeniz gerekmektedir. Hekimler antidepresan ilacı seçerken yaş, cinsiyet, kişinin başka bir fiziksel ya da psikiyatrik hastalığının bulunup bulunmaması, başka nedenlerle değişik ilaçlar kullanıp kulllanmaması, depresyonun şiddeti, tipi, aynı ilacın daha önce kullanılmış ve yarar görülmüş olup olmaması, kan bağı olan aile fertlerinde ilacın daha önce işe yaramış olması gibi birçok etkeni göz önünde bulundururlar. Ancak tıbbın başka alanlarında olduğu gibi ilaç seçimini kolaylaştıracak herhangi bir test ya da tahlil yoktur.

İkinci bir güçlük etkinin başlama süresi ile ilgilidir. Antidepresan etkinlik genellikle en erken 3. haftada başlamaktadır. Üstelik bu, hastamız 3 hafta sonra çok iyi hissedecek anlamına gelmiyor. Etkinlik sadece başlıyor. Eğer ilaç etkin ise hastamızın kendisini iyi hissetmesi için daha haftalar gerekiyor.

Buradaki tehlike bir ağrı kesici ya da antibiyotikten hızlı sonuç almaya, 1 hafta 10 günde iyileşmeye alışmış hastanın antidepresan ilacın etki göstermemiş olması ya da etkisinin geç ve yavaş başlaması nedeniyle tedaviyi yarım bırakıp iyice umutsuzluğa kapılmasıdır. Bu nedenle hekim doğru tanıya vardıktan sonra tedaviyi düzenlerken bu sorunlardan hastasına söz etmelidir. Sedece reçete verilip gönderilen hasta, tedavi ve etkilerinin başlama zamanı, ne zaman iyileşmeye başlayacağı konusunda soru işaretleri içinde yaşayacak ve tedaviye güveni ve devamı olumsuz yönde etkilenecek, sonuç olarak da iyileşemeyecektir.

İlaçla ilgili başka bir tedaviyi bırakma nedeni yan etkilerdir. Antidepresan ilaçlar çoğunlukla güvenli ve önerilen dozlarda hayatı tehdit eden olumsuz yan etkileri olmayan ilaçlardır. Ancak tedavinin ilk haftalarında uyuklama, esneme, ağız kuruluğu, bulantı, baş ağrısı, kabızlık, adet düzensizliği, cinsel istekte azalma gibi yan etkiler görülebilir. Bunların çoğu ilk 2 hafta içinde herhangi bir ek müdahaleye gerek kalmaksızın kendiliklerinden düzelirler. Zaten sıkıntılı olan hasta kısa süre içinde geçebilecek bu yan etkiler konusunda uyarılmamış olursa bu durumda ilacı hekimden habersiz bırakabilecektir. Hasta önceden bilgilendirilmiş ise ve yan etkiler konusunda danışmak üzere hekimine kolayca ulaşması sağlanırsa sorun büyük ölçüde ortadan kalkacaktır. Yan etkiler zamanla azalmayıp rahatsız edici olmaya devam edebilirler. Bu durumda hekim, yararı görülmüş bile olsa hastasının gündelik hayatını çok olumsuz etkileyen ilacı değiştirecektir.

Antidepresan yan etkileri içinde en çok yakınılanlardan birisi de kilo artışıdır. Tüm antidepresanların kilo aldırdığı inancı doğru değildir. Kilo aldırmayan antidepresanlar da mevcuttur.Hastanın kilo almaya meyilli bir bünyesinin olup olmaması, yaşı, şeker hastalığı, hipertansiyon gibi dahili hastalıklarının bulunup bulunmaması dikkate alınarak seçim yapıldığında bu sorun kolaylıkla aşılabilir.

Gerçeği değerlendirme yetisinin bozulduğu ağır ruhsal rahatsızlıklarda (psikozlarda) kullanılan ilaçlarda da aynı antidepresanlarda olduğu gibi hastanın durumuna uygun ilacın seçilmiş olup olmaması, doğru ilaç seçilmiş olmasına rağmen ilacın etki etmemesi, yeni ilaç önerme gerekliliği, ilacın etkisinin başlamasındaki gecikmeler ve yan etkiler gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Önemli olan hekimle irtibatı kesmeden bu sorunların aşılması için işbirliğini sürdürmektir. Hastanın gerçeği değerlendirme yetisindeki bozulmz nedeniyle burada aileye daha çok iş düşmektedir.

Yerinde ve doğru seçilerek kullanılan antidepresan ve antipsikotik ilaçlardan korkmayalım.